30 Aralık 2015 Çarşamba

Beklentinizin çok ötesinde bir Balkan ülkesi ROMANYA




Hangi mevsim giderseniz gidin bir başka güzeldir Romanyaturları

Bilinenin aksine yemyeşil bir ülkedir. Bükreş’in soğuk bir yüzü vardır doğru, komünizmden kalan koca koca binaları ile aklınızı başınızdan alır. Ama sokakların içine girdiğinizde eğlence dolu dünyası ile karşılaşırsınız. Dünyanın en büyük parlamentolarından birine ev sahipliği yapar, binlerce odası ile ziyaretçileri günlerce gezse bile bitiremez belki. Romanya turları ile çok keyifli dakikalar geçireceğiniz konusunda hiç şüphemiz yok.

Biraz şehirden uzaklaşırsanız yeşil size kucak açar. BRAN turları ile yeşilin muhteşem renklerine şahit olursunuz. Bran şatosu ise unutulmaz dakikalar geçireceğiniz yerler arasında. Drakula efsanesine ev sahipliği yapan bu şatonun mistik hikâyelerini dinlerken rehberimizden eve döndüğünüzde anlatacak çok şeyiniz olduğunu hissedersiniz Romanya turları ile.



Romanya Turları ile şahit olacağınız diğer muhteşem manzaralardan biri Mogosoaia Köyü muhteşem sarayı ile ün yapmıştır. Bu saray Brancovenesc mimarisinin bütün özelliklerini taşımaktadır. Merdiven, balkon, kemer ve sütunlar geleneksel Romen tarzını yansıtmaktadır. Sarayda bulunan Brancovenesc müzesinde altın ve gümüşten yapılmış biblolar, nadir olarak bulunan kitaplar, el yazmaları, tablolar, tahta ve taştan yapılmış heykeller bulunmaktadır.
Braşov’a doğru yola çıktığımızda eve dönmek hiç istemeyeceksiniz belki de. Bu muhteşem şehirde Avusturya Macaristan mimarisi ile baş başa kalırsınız, kahvenizi yudumlarken gözünüzü Braşov meydanındaki hareketlilikten alamazsınız.
Kayak yapmak isterseniz Braşov’a gelmeniz yeterli,kışın tüm keyifli dakikaları baş başa kalıverirsiniz Romanya kayak turları ile.


Bükreş turları ile aklınızda yer etmiş o eski Romanya fikirlerini bir kenara bırakın ve romanya turu nun keyfini çıkarmayın.
Romanya Vizesi nide dert etmeyin. Romanya Konsolosluğu ile Akredite olan acentemiz vizenizi çıkarmak için tüm kolaylıkları hizmetinize sunacaktır.

Romanya Turları ile buluşmak dileğiyle


Romanya Turları Hitittour ile bir başka güzel .

21 Aralık 2015 Pazartesi

Bosna Hersek ve Sancaktaki kahve Fincanları neden kulpsuz dur.

Bosna Hersek ve Sancaktaki kahve Fincanları neden kulpsuz dur.

1463 Yılında, Fatih Sultan Mehmet’in Bosna’yı fethinden önce, Boşnaklar batıdan Katolik kilisesi, doğudan ise Ortodoks kiliseleri tarafından, Hristiyan olmaları için kendilerine yapılan baskılara uzun yıllar direnmişlerdir. Önceleri Bogomil Mezhebi’ne sığınmış olan Bosnalılar, Bosna’nın fethinden sonra İslamiyeti topluca seçmişlerdir.
Ancak hristiyan komşuları ile çekişmeler sosyal yaşam, giyim, davranış tarzında da günümüze dek devam ede gelmiştir.
Bilindiği gibi hristiyanlar istavroz çıkardıkları zaman, sağ elinin üç parmağını bir araya getirerek önce alınlarına, sonra sağ ve sol taraflarına, en son göğüslerine temas ederler. Baş, işaret ve orta parmağın bir araya getirilmesi bir Hristiyan simgesi ve adeti olarak görülmüştür.
Kahve içilirken kulplu fincanlarda, fincan kulpundan tuttuğunuzda, parmaklar istavroz çekilir gibi şekil aldığından, eskiden Müslüman Boşnaklar, bu konuda Hristiyanlar tarafından alaya alınınca, Boşnaklar, buna tepki göstererek kahve fincanlarını kulpsuz yapmışlar ve fincanı baş parmağı ile işaret parmakları arasında tutarak hilal şeklini oluşturmuşlar ve bu şekilde kahvelerini içmişlerdir. Bu adet günümüze kadar gelmiş ve Bosna ile ( maalesef günümüzde bir parçası Sırbistan’da, diğer parçası Karadağ sınırlarında olan, İkiye bölünmüş ) Sancak Bölgesinde, kahve kulpsuz fincanlarda afiyetle içilmektedir.
ÇETNİK İŞARETİ YAPMALARI İÇİN PARMAKLARI KESİLDİ
Aşırı ırkçı Sırplar, toplu katliamlarda öldürdükleri bazı Boşnakları, ellerindeki serçe ve yüzük parmağını keserek gömdü. Bunun nedeni, Müslüman olan Boşnakların ‘çetnik işareti’ yaparak ölmelerini istemeleriydi. İşte bu nedenle Boşnaklar, ‘çetnik işareti’nin yapıldığı baş, işaret ve orta parmak kahve kulbunu tutarken bir araya gelmesin diye, kahvelerini kulpsuz fincandan içer…
‘ÇETNİK SELAMI’ NEDİR?
Temeli eskiye dayanan ‘Baba, oğul ve kutsal ruhu’ temsil eden, baş, işaret ve orta parmağın açılıp, serçe ve yüzük parmağının kapatılmasıyla yapılır. ‘Sırp zafer işareti’ olarak da lanse edilir. Çetnik selamı, 1941’de II. Dünya Savaşı’nın işgalci Mihver Kuvvetleri, Hırvat işbirlikçilerine karşı direniş amacıyla kurulan, ama daha çok Tito’nun komünist gerillalarıyla çarpışan radikal milliyetçi, monarşist Sırp gerillalar ile özdeşleşen bir harekettir. Çetniklerin ideali, ‘Büyük Sırbistan’dır

8 Aralık 2015 Salı

Boşnak Sofralarının Vazgeçilmezi 

Kuru Et


Yıllardır eski usullere göre kuru et yapan Gorajdeli Mersudin Forto, et endüstrisindeki yeniliklere rağmen, geleneksel yöntemlerle et kurutmaktan ödün vermiyor.
Birçok yemekte kullanıldığı gibi aperatif olarak da servis edilen kuru et, Bosnalıların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Forto: “Bu işten ne kadar kazandığımla değil, kuruttuğum etin kalitesi ile ilgileniyorum. Etim kaliteli olursa, ben de mutlu oluyorum”
Bosna Hersek mutfaklarının vazgeçilmezi olan kuru et (suho meso), yaz-kış demeden yılın her dönemi büyük ilgi görüyor. Birçok yemekte kullanıldığı gibi aperatif olarak da servis edilebilen kuru et, Bosnalıların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.Et kurutma, Bosna Hersek’te on yıllardır süregelen bir gelenek. Alışveriş merkezleri ve marketler günümüzdeki kadar yaygınlaşmadan önce ülke genelindeki hemen her evin bir et kurutma odası bulunuyordu. Et endüstrisinde yaşanan gelişmelere rağmen, bazı Bosnalılar eski yöntemlerle et kurutmaktan vazgeçmiyor. Gorajdeli Mersudin Forto, yaşanan tüm teknolojik gelişmelere rağmen, geleneksel yöntemlerle et kurutmaya devam edenlerden.
Et kurutmayı çocuk yaşta, babasından öğrendiğini anlatan Forto, kaybolmaya yüz tutan et kurutma geleneği ve yöntemlerini AA’ya anlattı.Forto, et kurutan kişilerin kendilerine göre yöntemleri olduğunu ve bu yöntemleri başkalarından sakladıklarını belirterek, kendisi de babasının yöntemini devam ettirdiğini kaydetti.Evlerinin bahçesindeki kurutma odalarında babasının uzun kış mevsimi için et kuruttuğunu söyleyen Forto, “Ben de onun izinden gidiyorum. Eski usullere göre et kurutuyorum” dedi.
Forto, önce sadece ailesinin kışlık ihtiyacını karşılamak için başladığı bu işte, artan taleple birlikte kurutma odalarının sayılarını da arttırmak zorunda kaldığını aktardı.Yaptığı kuru eti Gorajde geneline sattığını anlatan Forto, “Bu işte arkadaşlarım bana destek oldu. Tanıdıklar, onların tanıdıkları gelip kuru et satın alıyorlar” dedi.Forto, eski usullere göre et kurutan başka insanların da bulunduğu ifade ederek, “Ancak bu yavaş yavaş ölen bir gelenek. İnsanlar daha ucuz olduğundan dondurulmuş etleri tercih ediyorlar” diye konuştu.
Kuru etin sırları Hayvanın kesiminde etin kurutulmasına kadar her aşamayı kendisi yapan Forto, et kurutmanın “sırlarını” şöyle anlattı: “Önce hayvanı kesiyoruz. Kestiğimiz hayvanın eti, soğuması açısından bir gece bekletiliyor. Sonra eti sarımsaklı ve tuzlu suya batırıyoruz. Et bu suyun içinde en az 21 gün bekletilmeli. Ne kadar çok bekletilirse o kadar iyi olur. Sonra kurutma aşamasına geçiyoruz. Eti kancalara geçirip, kurutma odasına asıyoruz. Bir gün böyle bekledikten sonra odada ateş yakıyoruz. İlk başlarda ateş zayıf olmalı. İkinci-üçüncü günden sonra daha kuvvetli bir ateş yakıyoruz. Etin kurutulması işlemi 10 ila 15 gün sürüyor.”Et kurutmanın basit bir iş olmadığını ve büyük bir yük olduğunu anlatan Forto, “Bu işten ne kadar kazandığımla değil, kuruttuğum etin kalitesi ile ilgileniyorum. Etim kaliteli olursa, ben de mutlu oluyorum” diye konuştu
BU LEZZETİ YERİNDE TATMAK İÇİN BİZ VARIZ  http://www.hitittour.com/bosna-hersek-turlari
Boşnak Mutfağından Peçenye.. ( Yapılışı) KUZU ÇEVİRME




Boşnak ağzı ile “Peçenye” diye adlandırılan bu özgün yemek de kuzu etiyle yapılır

Çoğunlukla özel misafirleri ağırlamak ya da yakın arkadaşlarla beraber yemek için tercih edilen çevirme,hali vakti yerinde olanların hatırlı dostlarına yaptığı bir jest olarak kabul edilir.Bu anlamda çevirme davetlerinin sosyal hayatta özel bir değeri vardır

Kuzunun içi temizlenip tuz ve baharat ile terbiye edilmesinden sonra boylamasına bir kalın çubuğa geçirildiği görülür.Sarkan etler ,ustalık isteyen biçimde çubuğa bağlanıp bohçalanır.Sonra da köz halindeki açık fırına konur.

Çubuk adtea bir mil gibi eti döndürmekte kullanılır.Tercihen etin altına bir tepsi içinde pirinç konularak ,etten damlayan suyla birlikte pilav pişirilir.

Bosna hersek turu muzda bu lezzeti tatmak için bekleriz
www.hitittour.com


7 Aralık 2015 Pazartesi

Boşnaklarda Sevdaluk

BOŞNAKLAR’DA SEVDALUK GELENEĞİ

Arapça kökenli olup aşk ve sevgi anlamına gelen sevdâ kelimesinden türetilen “Sevdaluk”, Türkçeden Boşnakçaya geçmiştir.Bosna’da bir köy veya mahallede, genelde birkaç sülale yaşamaktadır. Bunlar arasında sağlıklı münasebetler sağlamak için bazı İslami adetler uygulanmaya başlanmıştır. Dağlık bölgelerde insanların uğraştıkları işler ağır olduğundan tabiatları da sert olmaktadır. Eskiden Boşnak erkekleri genelde maden, orman, tarla, inşaat gibi işlerle uğraştıkları için sert mizaçlı idiler. Onların tam tersi kadınlar çok yumuşak ve kibar bir yapıya sahiptiler. Çünkü Boşnak kadınlarının hayatı ev, avlu ve bahçe ile sınırlı olup evde ev ve mutfak işi yaparlardı. Ayrıca avluda çiçek dikme, bahçede ise sebze yetiştirme işleriyle meşgul olurlardı.

Hafif işlerle meşguliyetleri tabiatlarına yansımasından dolayı aynı köy veya mahallede yaşayan farklı sülaleler arasında iyi ilişkiler sağlama görevi onlara düşerdi. Özellikle erkek çocukların arasında anlaşmazlıkların ilerlememesi için farklı sülaledeki kadınlar kendi aralarında samimi bir dostluk kurarlar; buna Sevdaluk denirdi.

Sevdaluk, ancak iki sülaledeki kadınların arasında yapılırdı. Yalnız vurgulamak gerekir ki bu iki ailenin evleri birbirlerine yakın olurdu. İç içe yaşadıkları için ister istemez erkekler arasında bazı ihtilaflar ortaya çıkardı. Anlaşmazlıkların temelinde genelde tarla sınırı, hayvanların başkasının mallarına zarar vermesi, kuraklık zamanlarında su sıkıntısı çekilmesi, erkek çocukların kavga etmeleri gibi sebepler bulunurdu.

 

Sevdaluk, genelde emsaller arasında yapılırdı. Çünkü nesil örtüşmesi anlaşma sağlamada büyük rol oynardı. Bir sülalenin kadınlarından en büyüğü, öbür sülalenin kadınlarından en yaşlısı ile Sevdaluk başlatırdı. Mahallede yaşayan sülalelerdeki kadınlar bir arada oturduklarında veya Ramazan ayında teravih namazına sürekli birlikte camiye gittiklerinde aralarında muhabbet doğunca kadınlardan birisi öbürüne Sevdaluk dostluğu kurma teklifinde bulunurdu. Kabullenince onu eve davet eder ve ziyafet çekilirdi. Ayrıca o iki sülalenin tüm kadınları özel olarak toplanır; bu iki kadın herkesin huzurunda ayağa kalkar, küçük parmaklarını birleştirip Sevdaluk kurulduğunu ilan ederler; davetli olan kadına ev sahibi kalıcı bir şeyi hediye olarak verirdi. Eskiden maddi imkânların sınırlı olmasından dolayı genelde sık kullanılan bir mutfak eşyası; cezve ve fincan gibi elde edilmesi kolay bir şey hediye edilirdi. İade ziyarette aynı şekilde hediyeleşme olurdu. Sonra o kadınların kızları veya gelinleri kendi yaşıtlarıyla da Sevdaluk doğal olarak kurulduğundan annelerinin dostluğunu karşılıklı olarak devam ettirirlerdi. Onlar artık birbirlerini öz kardeş gibi görürler; sürekli düzenlerler davetlerde birbirlerine kesinlikle yemek ikram ederlerdi. Sevdaluk sıradan insanlarla yapılmazdı. İnsanın kişiliği, ahlakı ve maddi durumu da göz önüne alınarak sevdalar seçilirdi. Bu konuda çevreyi bilen yaşlılardan fikir alınır; onların yönlendirmesiyle ahlaki problemleri onlardan mümkün mertebe uzak durulurdu.

 

Hanumka Terziç, Lopare ilçesine bağlı Koray kasabasına 1982’de gelin gitti. Orada genç komşusu Nermina ile Sevdaluk bağı kurmak istedi. Ancak Hanumka’nın kayınvalidesi Aliya buna engel oldu. Çünkü Nermina, henüz Sevdaluk kurma konusunda hassas bir yapıya sahip değildi. 

 

Sevdaların Dikkat Ettikleri Hususlar Sevdaluk bağları bulunanlar birbirinin arkasından dedikodu yapmaz, onda kusur aramaz, tersine varsa kusurlarını örterlerdi. Bunun aksine hareket edenler ayıplanırdı. Hasiya H9aliloviç, sevdası Zineta İslamoviç’in arkasından zaman zaman dedi kodu yapardı. Sevdaluk kurallarını çok iyi bilen eltisi Şemsa Haliloviç, onu; “Sen nasıl sevdasın? Onun kusurlarını örteceğine aleyhinde bulunuyorsun” diyerek ikaz ederdi

 www.hitittour.com